Hakkında yüzlerce şikayet olan Tosuncuk'un ilk suçu, rakibine şantaj yapmakmış.

Haberler 

Çiftlik Bank üzerinden 500 milyonluk vurgun yaparak 77 bin kişiyi dolandıran 'Tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın, dün akşam saatlerinde İstanbul'a getirildi. Yargılama süreci başlarken, gözaltına alınan Aydın'ın 3 yıl önce başlayan macerasının ayrıntıları ortaya çıktı. Bir evin bodrum katında Çiftlik Bank sistemini kuran Aydın'ın hakkındaki ilk davalarından birinin, evine getirip zorla yazılım şifrelerini aldığı bir rakibiyle alakalı olduğu ortaya çıktı.'Tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın'ın, Bursa'da bir bodrum katta başlayan Çiftlik Bank macerası, 3 yıllık firarın ardından dün sona erdi. 500 milyonluk vurgunla 77 bin kişiyi dolandırarak yurt dışına kaçan Aydın, teslim olacağına yönelik açıklamasının ardından dün akşam saatlerinde Türkiye'ye getirildi.

Hürriyet'ten Musa Kesler'in haberine göre, Mehmet Aydın Çiftlik Bank'ı, Bursa'nın Osmangazi ilçesindeki bir evin bodrum katında kurdu. Bütün yazılımlar ve teknik detaylar bu evde planlandı. Sonradan Tosuncuk adıyla anılacak olan Mehmet Aydın, 1 milyardan fazla para topladığı dolandırıcılık sürecini, burada 2016'nın ağustos ayında başlattı. Küçük bir karargâh gibi kullandığı evden devasa bir finansal çarka dönüşecek yapıyı sevk ve idare etti.

Mehmet Aydın bu dönemde hem garsonluk yapıyor hem de yine kendi kurduğu bir iddia sitesiyle meşgul oluyordu. Eşi Sıla Aydın'ın savcıya anlattığına göre, maddi durumu iyi değildi. Çiftlik Bank sistemini kurduktan kısa bir süre sonra paralar akmaya başladı. Aydın'ın bu evde altyapısını kurduğu sisteme ilk parayı 16 yaşındaki bir çocuk yatırdı. Çiftlik Bank'a ilk gelen bu para 4 bin liraydı. Daha sonra gelen paralar, kısa sürede günlük 30 bin liraya kadar yükseldi.

Paralar doğrudan Mehmet Aydın'ın şahsi hesabına geliyordu. İlk başlarda gelen para günübirlik harcanıyordu. Sonra, bu çarkın çok iyi döndüğü anlaşılınca sisteme daha da yatırımlar yapıldı ve teknik altyapı iyice güçlendirildi. Yeni açılımlarla daha geniş kitlelere ulaşıldı. Mehmet Aydın, ailesiyle kaldığı bu evi başlarda ofis gibi kullanıyordu. Evlendikten sonra kendi evine taşındı. Ardından da bir ofis tuttu. Ama işleri daha da büyüyene kadar bu eve gelip gitmeye devam etti. Komşuları onu 'sessiz, sakin, kendi halinde' biri olarak hatırlıyor. Ancak hakkındaki ilk davalardan biri, zorla bu eve getirdiği bir rakibinden zorla yazılım şifreleri almasına ilişkin.